Kayıtlar

2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Şeker Portakalı - José Mauro de Vasconcelos

Resim
  Şeker Portakalı - José Mauro de Vasconcelos  "Acı, insanı olgunlaştırır mı gerçekten?"   Bazı kitaplar vardır, sayfalarını çevirdikçe sadece bir hikâye okumazsınız; aynı zamanda hislerinize dokunur, sizi çocukluğunuzun kırılgan köşelerine götürür. José Mauro de Vasconcelos’un “Şeker Portakalı” romanı, işte tam olarak böyle bir eser. Olan şey, sadece bir çocuğun yaşadığı yoksulluk değil, onun içindeki uçsuz bucaksız sevgi ve hayal dünyasıdır. Romanın başkahramanı Zeze, Brezilya’nın fakir mahallelerinden birinde büyüyen, haylaz ama yüreği sevgiyle dolu küçük bir çocuktur. Gök gibi sınırsız hayal gücüyle, yoksulluğun ve şiddetin ortasında kendine bambaşka bir dünya kurar. Ailesinin sevgisizliği ve maddi zorlukları içinde, en iyi dostu Şeker Portakalı ağacı Minguinho olur. Zeze, bu küçücük ağacıyla konuşur, ona hayallerini anlatır, dertleşir. Çünkü bazen en iyi dostlarımız, bizi anlamayan insanlardan değil, ruhumuza dokunan küçük şeylerden oluşur. Zeze’nin hayat...

Hayatın Üç Kuralı: Cesaret, Merak ve Hareket

  Hayatın Üç Kuralı: Cesaret, Merak ve Hareket Bazı kurallar vardır ki, kitaplardan ya da büyük filozoflardan değil, hayatın kendisinden öğrenilir. Yaşadıkça, denerken düşerek ve kalkarken güçlenerek öğrenilir. Geçenlerde internet bir kişisel gelişim sayfasında gördüğüm ve beni etkileyen 3 kural gördüm. Hayatı anlamlandıran üç basit ama sarsıcı gerçek: 1-  Eğer istediğinin peşinden gitmezsen, asla elde edemezsin.  2-  Eğer sormazsan, cevap her zaman hayırdır.  3-  Eğer ileri adım atmazsan, her zaman yerinde sayarsın.  Bu üc kural, metaforlarla yazılmış birer öğütten daha fazlasıdır; onlar, yaşama dokunan bir gerçekliğin ta kendisidir. 1.  Hayallerinin Peşinden Gitmezsen, Onlar Da Seni Bulmaz Bir nehir, akmak için suya ihtiyaç duyar; bir insan da yaşam için hayallere. Fakat hayaller sözlerle kurulmaz, adımlarla inşa edilir. Dünyada hayalini gerçekleştirmiş herkese bak: Bir ressam, ilk fırça darbesini atmadan usta olamaz. Bir yazar, ilk cümleyi yazm...

Selanik’ten Halkidiki’ye: Ege'nin Öte Yanında Kısa Bir Kaçamak"

Resim
Selanik’ten Halkidiki’ye: Ege'nin Öte Yanında Kısa Bir Kaçamak 30 Ağustos’u fırsat bilip, birkaç günlüğüne Yunanistan’ın masmavi sularına kaçmaya karar verdik. Plan basitti: Önce Selanik’te Atatürk’ün evini ziyaret edecek, ardından Halkidiki’nin huzur dolu plajlarında deniz ve güneşin tadını çıkaracaktık. Tek bilinmeyen, yolculuğun nasıl geçeceğiydi… Sabah erkenden yola çıktık, ama İpsala Gümrük Kapısı adeta zamanın durduğu bir yerdi. Yedi saat süren bekleyiş, tatil hevesimizi biraz törpülese de nihayet sınırı geçtik. Artık Selanik’e doğru yol alıyorduk. Selanik’e varır varmaz ilk durağımız Atatürk’ün doğduğu ev oldu. Burası, Türk Konsolosluğu ile aynı avluyu paylaşan bir müze haline getirilmişti. Evin içinde dolaşırken Atatürk’ün çocukluk yıllarına dair izler görmek heyecan vericiydi. Mobilyalar, maketler ve belgeler, büyük liderin burada geçen yıllarını anlatıyordu. Evin özenle restore edildiği her halinden belliydi. Selanik’i geride bırakıp Halkidiki’ye doğru yola koyulduk. Airb...

Film Müzikleri: Bir Sinema Deneyimini Tamamlayan Melodiler

Resim
  Film Müzikleri: Bir Sinema Deneyimini Tamamlayan Melodiler Sinema dünyasında bir film sadece görselliği ve hikâyesiyle değil, aynı zamanda müzikleriyle de unutulmaz hale gelir. Film müzikleri, izleyicinin duygusal yolculuğunu yönlendiren ve hikâyenin atmosferini derinleştiren önemli unsurlardır. Sinema deneyimi, gözlerimizin gördüğüyle sınırlı değildir; kulaklarımızın duyduğu melodiler de bir o kadar etkileyici bir rol oynar. Bir film müziği, sadece bir sahneyi tamamlamakla kalmaz, aynı zamanda karakterlerin ruh halini, filmdeki duygusal yükü ve hatta zamanın akışını hissettirir. 1.  Film Müziklerinin Gücü: Duygusal Bağlantı Kurmak Bir filmdeki müzik, izleyiciyi filmin dünyasına çeker ve anlatıcıyla izleyici arasında duygusal bir köprü kurar. Düşünsenize, *"Titanic"*in ikonik  My Heart Will Go On  şarkısını; ya da *"The Lion King"*in duygusal  Circle of Life ’ını. Her ikisi de sadece filmin duygusal temasını değil, izleyiciyle kurduğu bağları da pekiştirir. Mü...

Uzak Bir Şehrin Sonbaharında...

Resim
  Uzak Bir Şehrin Sonbaharında... Bazı insanlar kalbine yaklaştıkça senden uzaklaşır. Ne kadar samimi olsan, ne kadar hislerini belli etsen de, mesafeler hep artar. Belki korkudan, belki geçmişin yaralarından, belki de sadece hissetmekten çekindikleri için… Ama ne fark eder? Sonuçta, senin içinde bir yerlerde, onunla yan yana yaşlanma umudu hep kalır. Ona ne kadar yaklaşırsam, o kadar uzağa gidiyor gibi… Belki de ben yanlış yoldayım. Belki de sevmek, dokunabilmek değil; aynı gökyüzüne bakabilmek sadece. Cemal Süreya’nın dediği gibi: "Öyle bir sevdim ki seni, anlatmaya kelime bulamıyorum. / Suskunluğuma sığınırken içimde fırtınalar kopuyor." Bazen düşünüyorum… Belki bir gece, aynı yıldıza bakar ağlarız. O kendi uzaklığında, ben kendi çaresizliğimde… Belki bir gün, uzak bir şehrin sonbaharında yaşlanırız. O benden habersiz, ben ona sessiz… Ama yine de aynı rüzgâr eser üstümüzden, aynı sararan yaprakların sesini duyarız. Belki de aşk budur: Bazen hiç olmamak, bazen hiç yaşanmama...

Yuval Noah Harari - Sapiens

Resim
  Yuval Noah Harari - Sapiens Sapiens: Hayvanlardan Tanrılara İnsan Türünün Kısa Bir Tarihi İnsanlık nasıl bu noktaya geldi? Bir zamanlar Afrika'nın sıradan bir hayvanı olan Homo sapiens, bugün dünyayı yöneten tek tür haline nasıl geldi? Tarım, para, din, imparatorluklar ve bilim sayesinde mi? Yoksa bunların arkasında çok daha büyük bir hikâye mi var?   Yuval Noah Harari'nin Sapiens adlı eseri, insanlığın evrimini, toplumsal yapıları ve zihinsel devrimlerini ele alarak, bizi insan yapan şeyin ne olduğunu sorguluyor.   1. Bilişsel Devrim: Sapiens’i Diğerlerinden Farklı Kılan Ne? Yaklaşık 70.000 yıl önce, insan türleri arasında Homo sapiens yalnızca biri olarak varlığını sürdürüyordu. Ancak bir şey değişti: Bilişsel Devrim.   Harari’ye göre, Homo sapiens’i diğer insan türlerinden ayıran en büyük özellik soyut düşünme, hayal gücü ve işbirliği kurma yeteneği oldu.   Dil ve Hikâye Anlatımı: Sapiens, sadece somut şeyler hakkında değil, gerçekte var olm...