Cezayir: Zamanın Durdurduğu Şehirde Bir Hafta

 Cezayir: Zamanın Durdurduğu Şehirde Bir Hafta

31 Mayıs - 7 Haziran 2012 tarihleri arasında iş amacıyla Cezayir'e seyahat ettim. Daha uçaktan iner inmez, kendimi bir zaman kapsülünün içine düşmüş gibi hissettim. Havaalanından otele giderken yoldaki arabaları görünce aklımızdan geçen ilk düşünce, "Türkiye'nin 70'lerini yaşıyorlar" oldu. Eski model Peugeot'lar, Renault'lar ve bakıma muhtaç araçlar yolları doldurmuştu. Sanki zaman burada yavaş akıyor ya da durmayı seçmişti.

Şehir merkezine yaklaştıkça Fransız sömürge döneminden kalma binaların etkileyici mimarisi karşıma çıktı. Gözümü kapatsam ve sadece etrafımdaki yapıları dinlesem, Paris’te bir ara sokakta olduğumu düşünebilirdim. Ama gözlerimi açtığımda, her yerde Arapça tabelalar ve Fransızca konuşan insanlarla Cezayir’in kendine has kimliğini keşfetmeye başladım.

Hava tam bir Akdeniz ülkesi olmanın hakkını veriyordu: sıcak, nemli ve güneşin altında yürümeyi zorlaştıran bir atmosfer. Şehirde hemen hemen herkes Fransızca konuşuyordu. Arapçayı ise daha az kullanıyorlardı. Fransız sömürge etkisi sadece mimaride değil, dilde de derin izler bırakmış. Eğer Cezayir’e gidecekseniz, Fransızca birkaç kelime bilmek hayat kurtarıcı olabilir.

Bir yabancı olarak en çok dikkat edilmesi gereken konulardan biri döviz bozdurma mevzusu. Resmî döviz büroları ve kara borsa arasında inanılmaz bir fark var. Hatta bu fark %15-20'yi bulabiliyor. Eğer güvenilir bir kaynaktan kara borsada döviz bozdurma imkânınız varsa, bu daha mantıklı bir seçenek olabilir.

Yeme-içme konusuna gelince, taze deniz ürünlerine ulaşmak inanılmaz kolay ve fiyatlar oldukça uygun. Deniz kenarındaki restoranlarda taptaze balıkların tadına bakmak büyük bir zevk. Ancak şehirdeki küçük ve yerel lokantalarda yemek yemeyi önermem. Hijyen konusunda büyük sıkıntılar var ve açıkçası gördüğüm bazı mutfaklar iştahımı kapatmaya yetti. Temiz ve güvenilir restoranlar seçmek, burada hayati bir karar olabilir.

Cezayir, sürprizlerle dolu bir şehir. Bir yanda modernleşmeye çalışan bir başkent, diğer yanda geçmişin izlerini silmek istemeyen sokaklar... Sıcak, biraz da kaotik, ama kesinlikle unutulmaz bir deneyimdi.

Unutmadan , Hayatımda ilk defa kısa kollu ceket ve takım elbiseyi burada gördüm :) 

@zeytine.batmayan.catal




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Aralık ve Yağmurlar ...

Yıldızların Arasında Bir Kalp

Karın Büyüsü: Edebiyattan Geleneklere, Psikolojiden Ev Hâline Kadar