Yıldızların Arasında Bir Kalp

 Yıldızların Arasında Bir Kalp

"İnsan" diyordu, "ömründe ancak bir kez âşık olurmuş. O vakit kalbi kanatlanıp semaya havalanır, yıldızların arasına karışırmış. Sevdikçe ve sevildikçe ışıldarmış kalbi. Bizim yıldız kayması sandığımız şey, sevdiğini kaybedenlerin intiharıymış." yazıyordu misafir kitabında  Nermin Yıldırım…

Aşk... Ne garip bir şey. Bir gün, ansızın gelir ve bir insanın ruhuna konar. Kalbinin çırpınışları hızlanır, dünyan büyür, gözlerin gökyüzüne çevrilir. Bir çift bakışın içinde ev bulursun, bir sesin tınısı ruhunun derinliklerine işler. Ve sen, yalnızca o sesle anlam kazanırsın. İşte o zaman yıldızların arasına karışırsın, kalbin kanatlanır, gökyüzüne yazılmış bir masalın kahramanı olursun.

Ama ya o yıldız sönerse? Ya o kalp, bir anda ellerinden kayarsa? İşte o zaman, semadan bir ışık düşer. Bizim gökyüzünde kayan bir yıldız sandığımız şey, aslında bir kalbin sessiz çığlığıdır. Bir zamanlar sevgiyle ışıldayan bir ruhun, artık karanlıkta kayboluşudur.

Bazen düşünüyorum; gerçekten insan ömründe yalnızca bir kez mi âşık olur? Belki de... Çünkü o ilk aşkın büyüsü, o ruhuna işleyen kelimeler, bir daha asla aynı şekilde hissettirmez. Kalbin bir kez semaya yükseldiğinde ve oradan düşüş yaşadığında, tekrar aynı cesaretle kanatlanabilir mi?

Aşk bazen bir yıldız gibi parlar, bazen de bir yıldız gibi kayar. Ve biz, gökyüzüne bakıp dilek tutarken, aslında birinin sevdiğini kaybedişine şahitlik ederiz. Yine de her kayan yıldız, bir umudu da beraberinde taşır. Belki bir gün, yeni bir ışık doğar. Belki kalp, bir kez daha kanatlanır. Kim bilir, belki bir yıldız, bir başkasının gökyüzü olur.

Ama şunu da unutma…
Eğer bir gün, gökyüzünde bir yıldızın hızla kaydığını görürsen, belki de o, sevdiğini kaybeden bir kalbin son ışığıdır.

@zeytine.batmayan.catal



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Aralık ve Yağmurlar ...

Karın Büyüsü: Edebiyattan Geleneklere, Psikolojiden Ev Hâline Kadar