Kayıtlar

2012 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Edebiyatın Karanlık Yüzü: Gotik Romanların Büyüsü

Resim
   Edebiyatın Karanlık Yüzü: Gotik Romanların Büyüsü Sisli bir tepede yükselen terk edilmiş bir şato, karanlık koridorlarda yankılanan ayak sesleri, ansızın çakan bir yıldırım ve fısıldayan gölgeler... Gotik romanlar, edebiyatın büyülü ve ürkütücü köşesinde yer alır. Romantizmin dramatik yoğunluğunu, korkunun tüyler ürpertici etkisiyle harmanlayan bu tür, okuyucusunu hem büyüler hem de gerilim dolu bir yolculuğa çıkarır. Gotik Romanın Doğuşu Gotik edebiyatın kökleri 18. yüzyıla dayanır. İngiliz yazar Horace Walpole’un  “Otranto Şatosu”  (1764) eseri, türün ilk örneği olarak kabul edilir. Bu roman, doğaüstü olaylarla birlikte dramatik bir atmosfer sunar. Gotik romanlar, Aydınlanma Çağı’nın rasyonel düşüncesine bir tepki olarak ortaya çıkmış, insanın karanlık tarafını ve bilinmeyenin cazibesini keşfetmeye odaklanmıştır. Türün Vazgeçilmez Unsurları Gotik romanları diğer türlerden ayıran en belirgin özellik, atmosferdir. Terk edilmiş mekânlar, eski aile sırları, doğaüstü...

Tunus: Akdeniz’in Büyüleyici Beyaz Mavisi

Resim
Tunus: Akdeniz’in Büyüleyici Beyaz Mavisi 7 Haziran sabahı, Cezayir’in tozlu yollarını geride bırakıp Tunus’a doğru yola çıktık. Farklı bir ülke ama pek de farklı bir atmosfer beklemiyordum. Yine sıcak, yine hareketli, yine Akdeniz’in o bildik kaotik ritmi... Ama Tunus, sürprizlerle dolu bir durak olacaktı. Tunus Şehri: Eski ile Yeninin Dansı Tunus’a adım attığımda ilk fark ettiğim şey, Fransız mimarisinin ve Akdeniz havasının iç içe geçtiği bir şehir olduğuydu. Restoranlarda lezzetli deniz ürünleri bulmak mümkündü, ama asıl keşif, Sidi Bou Said’i görmekle başladı. Sidi Bou Said: Masmavi Kapılar ve Beyaz Duvarlar Burası kartpostallardan fırlamış gibi. Küçük, dar sokakları; beyaza boyanmış evleri ve kontrast yaratan masmavi kapılarıyla Akdeniz’in en güzel köşelerinden biri. Mavi panjurların ardında hangi hikâyelerin saklı olduğunu merak etmeden edemiyor insan. Bir kafeye oturup yerel bitki çaylarından söyledik. Önümüzde uzanan manzara, denizle gökyüzünün kucaklaştığı o büyüley...

Cezayir: Zamanın Durdurduğu Şehirde Bir Hafta

Resim
  Cezayir: Zamanın Durdurduğu Şehirde Bir Hafta 31 Mayıs - 7 Haziran 2012 tarihleri arasında iş amacıyla Cezayir'e seyahat ettim. Daha uçaktan iner inmez, kendimi bir zaman kapsülünün içine düşmüş gibi hissettim. Havaalanından otele giderken yoldaki arabaları görünce aklımızdan geçen ilk düşünce, "Türkiye'nin 70'lerini yaşıyorlar" oldu. Eski model Peugeot'lar, Renault'lar ve bakıma muhtaç araçlar yolları doldurmuştu. Sanki zaman burada yavaş akıyor ya da durmayı seçmişti. Şehir merkezine yaklaştıkça Fransız sömürge döneminden kalma binaların etkileyici mimarisi karşıma çıktı. Gözümü kapatsam ve sadece etrafımdaki yapıları dinlesem, Paris’te bir ara sokakta olduğumu düşünebilirdim. Ama gözlerimi açtığımda, her yerde Arapça tabelalar ve Fransızca konuşan insanlarla Cezayir’in kendine has kimliğini keşfetmeye başladım. Hava tam bir Akdeniz ülkesi olmanın hakkını veriyordu: sıcak, nemli ve güneşin altında yürümeyi zorlaştıran bir atmosfer. Şehirde hemen hemen ...

Beyaz Geceler - Dostoyevski

Resim
  Beyaz Geceler - Dostoyevski Beyaz Geceler: Bir Düşün Peşinde Kaybolmak   Bazı kitaplar vardır, sayfalarını çevirirken sanki kendi ruhunuza ayna tutuyormuşsunuz gibi hissedersiniz. Dostoyevski’nin “Beyaz Geceler”i işte tam da böyle bir eser. Melankoli ve romantizmin iç içe geçtiği bu kısa ama derin roman, yalnız bir adamın tek bir geceye sığan büyük bir hayalini ve aşkını anlatıyor.   Yalnızlık, Hayaller ve Geçicilik Romanın ana karakteri, ismi verilmeyen bir genç adamdır. Petersburg’un “beyaz gecelerinde”, yani yazın hiç tam anlamıyla kararmayan gecelerinde, yalnızca hayalleriyle yaşayan bu adam, sokaklarda gezinirken Güneş gibi parlayan genç bir kadın olan Nastenka ile karşılaşır. Onunla kurduğu bağ, karakterin tüm hayatında ilk defa birine gerçekten dokunabilmesini sağlar. Ancak, tıpkı gök gibi sonsuz sandığımız ama geçici olan o beyaz geceler gibi, bu aşk da kaçınılmaz bir şekilde sona erecektir.   Aşk mı, Bir Hayalin Peşinden Gitmek mi? “Beyaz Gecel...

Yazarların İlham Kaynakları: Bir Romanın Arkasındaki Gizli Dünya

Resim
   Yazarların İlham Kaynakları: Bir Romanın Arkasındaki Gizli Dünya Bir roman, okurun eline ulaştığında kurgusal bir dünya sunar; bazen bir aşk hikâyesi, bazen büyüleyici bir macera ya da derin bir felsefi sorgulama. Ancak o romanın arkasında, çoğu zaman yazarın kendi hayatından, gözlemlerinden ve düşlerinden beslenen bir dünya gizlidir. İlham, yazarlar için bir kıvılcımdır, ancak o kıvılcımı alevlendiren kaynaklar nelerdir? Bir romanın yaratım süreci, yalnızca hayal gücünün ürünü müdür, yoksa gerçek hayattan alınan ipuçlarının bir mozaiği mi? Kendi Hayatlarının Hikâyeleri Bazı yazarlar, en güçlü ilhamlarını kendi yaşam deneyimlerinden alır. Örneğin, Ernest Hemingway’in  Çanlar Kimin İçin Çalıyor  adlı romanı, yazarın İspanya İç Savaşı'nda yaşadığı deneyimlerin izlerini taşır. Hemingway, gözlemlerini yalın bir dille aktarırken, okuru savaşı sorgulamaya ve insan doğasını anlamaya davet eder. Benzer şekilde Jane Austen, kendi dönemindeki İngiliz taşrasındaki toplumsal ...

Şairlerin İlhamı: Doğa, Aşk ve İnsanlık Üzerine

Resim
  Şairlerin İlhamı: Doğa, Aşk ve İnsanlık Üzerine Şiir, insanın duygu dünyasını, hayata dair düşüncelerini ve doğayla kurduğu bağı en etkili şekilde anlatan bir sanat formudur. Her şiir, şairin kalbinden süzülerek kağıda dökülür ve bir bakıma onların iç dünyasının aynası olur. Peki, şairlerin ilham kaynakları nelerdir? Bu yazıda, doğa, aşk ve insanlık gibi evrensel temaların şairler üzerindeki etkisini birlikte keşfedelim. Doğa: Şairlerin Sığınığı Doğa, insan ruhunun huzur bulduğu, karmaşadan kaçış sağladığı bir limandır. Aynı zamanda şairler için tükenmez bir ilham kaynağıdır. William Wordsworth, "dağların sesi"ni duyabildiğimiz dizeleriyle doğanın sessizliği içinde insan ruhunun yansımasını bulmuştur. Türk şiirinde ise Ahmet Haşim’in  “Göllerde bu dem bir kamış olsam”  dizesi, doğanın şairin ruhuna nasıl işlediğini gösterir. Doğa, yalnızca bir güzellik kaynağı değil, aynı zamanda insan yaşamına dair metaforlarla doludur. Bir yağmur damlası, bir ağacın kökleri ya da bir ...