" bilgiye dair her şey " 📚📔

 The girl with the needle  Hafta Sonu izlediğim "The Girl with the Needle" filmi, beni derinden etkileyen ve uzun süre aklımdan çıkmayacak bir yapım oldu. Yönetmen Magnus von Horn'un bu son eseri, 1919'un Kopenhag'ında geçen karanlık ve çarpıcı bir hikâyeyi anlatıyor. Film, genç bir fabrika işçisi olan Karoline'in, savaş sonrası dönemde hayatta kalma mücadelesini ve karşılaştığı zorlukları gözler önüne seriyor. Karoline, işsiz ve hamile kaldığında, Dagmar adında karizmatik bir kadınla tanışır. Dagmar, dezavantajlı anneler için gizli bir evlat edinme ajansı işletmektedir. İkili arasında güçlü bir bağ oluşur ve Karoline, bu ajansın bir parçası haline gelir. Ancak, zamanla Dagmar'ın karanlık sırları ortaya çıkmaya başlar ve Karoline'in dünyası altüst olur. Film, gerçek bir hikâyeden esinlenmiş olup, Danimarka'nın en ünlü seri katillerinden biri olan Dagmar Overbye'nin yaşamına dayanıyor. ( İnternetten araştırdım bu konuyu dehşet verici birisi..)  ...

 Lessons in Chemistry -- Bir Kimya Meselesi  Merhaba, burada bazı film, dizi ve kitap yorumlarımı da paylaşmak istiyorum. Yakın bir geçmişte izlediğim “Lessons in Chemistry” ile başlıyorum.   İyi okumalar. Bazı hikâyeler vardır, sizi yalnızca bir izleyici değil, aynı zamanda bir düşünür yapar. "Lessons in Chemistry" de tam olarak bunu başarıyor. Bonnie Garmus’un aynı adlı romanından uyarlanan bu Apple TV+ mini dizisi, bilim, mizah ve romantizmi bir araya getirerek unutulmaz bir deneyim sunuyor. Elizabeth Zott, sıradan bir kimyager değil. O, dönemin tüm baskılarına rağmen kendi yolunu çizmeye kararlı bir kadın. 1960'ların Amerika'sında, bilim dünyasının erkek egemen yapısına karşı duruyor. Bir laboratuvar köşesinde başlayan hikâyesi, beklenmedik bir şekilde “Supper at Six” adında bir yemek programının sunuculuğuna uzanıyor. Ancak Elizabeth’in bu programdaki tarifi sadece yemeklerle sınırlı değil; o, “Bir tutam sodyum klorür” gibi bilimsel terimlerle izleyicilerine ...

  Her Gün, Seni Seveceğim Ona her şeyi vermek istiyorum ve onun her şeyi olmak istiyorum. Dünyadaki en güzel sabah, onun varlığıyla başlamak olurdu. Bazen sabahları uyanmak istememin tek nedeni o oluyor. Çünkü gözlerimi açtığımda, aklıma ilk düşen şey onun gülüşü, sesi, varlığı… Sevmek, bir alışkanlık değil, bir ihtiyaç bazen. Su gibi, nefes gibi… Onsuz bir gün bile eksik, yarım, tamamlanmamış hissediyorum. Her gün, yeni bir sevme biçimi buluyorum onun için. Gözlerinden geçen hüznü okumayı, ellerinin sıcaklığını hayal etmeyi, adını fısıldarken içimde çiçekler açmasını… Nazım Hikmet’in dediği gibi: "Seni düşünmek güzel şey, ümitli şey / Dünyanın en güzel sesinden en güzel şarkıyı dinlemek gibi bir şey..." Bazı sevgiler zamansızdır, bazı sevgiler tarifsiz. O, benim hem nasılım hem nedenim. Her sabah ona varmayı, her gece onunla tamamlanmayı istiyorum. Ve bir ömür, her gün, onu seveceğim. Çünkü bazı insanlar kalbinde misafir olmaz. Onlar, ev sahibi olur. Ve insan, en ...

  Mandalina Bahçesi (Tangerines): Savaşın Ortasında Umudun Renkleri   2013 yapımı "Mandalina Bahçesi", aslında savaşın acımasızlığına rağmen insan ruhunun nasıl yeşerebileceğinin dokunaklı bir hikayesini sunuyor. Film, Gürcistan ve Abhazya arasındaki çatışmanın ortasında, insanların kaybolan umuduna ve barış arayışına dair derin izler taşıyor. Bu bağlamda, savaşın gölgesinde bile var olan güzellik, insan sevgisi ve dayanışma, en büyük umut ışıkları olarak öne çıkıyor.   Filmde, Estonyalı karakter Ivo, savaşın yıkımını göğüsleyen ve içindeki insanlığı korumaya çalışan bir figür olarak karşımıza çıkıyor. O, mandalina bahçesinde emek vererek çalışırken, bir yandan da çevresindeki acıyı, kayıpları ve umutsuzluğu görmezden gelmiyor. Bu çaba, tıpkı gök gibi geniş ve sınırsız bir umut barındırıyor; insanın yıkılmış dünyasında yeniden dirilişe işaret eden bir sembol. Aynı zamanda Ivo’nun sabrı ve içtenliği, değerli ve özenle saklanan bir sevgiye benzetiliyor. Çünkü bazen en...