Sevmek Kamyona Yazı Yazmak Değil
Sevmek Kamyona Yazı Yazmak Değil Zaman, bize sevmeyi öğretir mi? Yoksa biz, yıllar geçtikçe kaybettiklerimizin ardından dönüp bakmayı mı öğreniriz? Birgün ekşisözlükte şöyle bir yazı okudum. “Eskiden, Asya’nın İlyas’a gitmesini isterdim. Çünkü aşkın büyük olanı, acılı olanı, uğruna feda edileniydi. Ama yaş ilerledikçe, aşkın sadece yanıp tutuşmak olmadığını, asıl sevginin güven olduğunu fark ettim.” Ve bununla ilgili yazmak istedim. Bu söz beni çok etkiledi ve ne kadar haklı olduğunu düşündüm. Sevmek, bir kamyonun arkasına adını yazmak gibi olmamalıydı. Kamyon yolları aşar, tozu dumana katar, belki de bir gün silinir gider. Sevmek, iz bırakmak değil, kalmak demekti. Sahip çıkmak, ardında durmak, “Ben buradayım” diyebilmekti. Bunu en iyi anlatan dizelerden biri Edip Cansever’den gelir: "İkimiz birden sevinebiliriz göğe bakalım" Birlikte göğe bakabilmekti aşk. Birlikte yol alabilmek, yolları aşmak, aynı yöne yürümekti. İlyas’ın Asya’yı sevmesi yetmiyordu, onu bırakmamak gerek...